İstiklal Marşının Kabulü ve Çanakkale Şehitlerini Anma günü etkinlikleri, bu yıl Ramazan ayına denk gelmesi dolayısıyla, bir hafta önceye alınarak 10 Mart 2024 Pazar günü gerçekleştirildi. Strazburg Eğitim Ataşeliğimizin Başkonsolosluk binasında düzenlediği toplantıya Strazburg ve çevresinde yaşayan vatandaşlarımızın yoğun bir ilgisi vardı. 350 dolayında kişi toplantıda hazır bulundu.

İstiklal Marşı ile başlayan tören, şehitlerimiz için okunan Kuran-ı Kerim tilaveti ve ardından bir öğretmenimizin konuşmasıyla sürdü. Öğretmen ve öğrencilerimizin çeşitli şiir ve canlandırdıkları tarihi kişiliklerle ilgili tiyatro gösterileri de yapıldı.

Toplantıya Strazburg ve çevresinde yaşayan çeşitli Türk Sivil Kuruluşlarının da ilgisi yoğundu. Toplantıda Başkonsolosumuz ve Eğitim Ataşemiz de birer konuşma yaparak bu anlamlı günü vatandaşlarımızla birlikte geçirdiler.

İstiklal Marşının okunması ve Kuran tilavetinin ardından açılış konuşmalarını yapmak üzere Strazburg Eğitim Ataşemiz sn. Prof. Dr. Muammer NURLU salondaki topluluğu selamlayıp bu kadar yoğun bir ilgiden duyduğu memnuniyetini dile getirerek konuşmasına başladı:

"İki önemli günün yıldönümünde bir araya geldik: Birisi İstiklal Marşımızın Kabulü; diğeri 18 Mart Çanakkale Zaferi.

İstiklâl Marşımız, Milletimizin var olma mücadelesinin verildiği bir dönemde, Türk'ün zulme karşı direniş kararlılığının dorukta olduğu bir sırada yazılmıştır. Türkün millî ruhunun ortak heyecanının, ortak iradesinin, ortak duyarlılığının bir ürünüdür.

    12 Mart 1921'de, millet iradesinin temsil edildiği Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çok büyük bir heyecan ve uzlaşmayla kabul edilen İstiklâl Marşı, o zamandan beri Türk'ün özgürlük bildirisi olarak milletçe hep bir ağızdan okunmaktadır.

          Bugün Türk milletinin topluca, hep bir ağızdan ve yüksek sesle okuduğu iki önemli metin vardır: Birisi, dinî kimliğimizin simgesi olan, Itrî'nin bestelediği ve bayram namazlarında okuduğumuz bayram tekbiri, diğeri de bütün resmî toplantılarda, hep bir ağızdan okuduğumuz ve millî kimliğimizin belgesi niteliğindeki İstiklâl Marşıdır.

         İstiklal marşımızın her bir satırında Türk kültürüne, İslam inancına ve Türk milletinin bağımsızlığa olan sevdasının yanında, geleceğe olan umut ve imanı da açıkça görürüz:

'Doğacaktır sana va'dettiği günler hakkın...

Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.'

Nitekim iki yıl sonra bu gün doğmuş: Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur!"

         Daha sonra konuyu 18 Mart Çanakkale Zaferine getiren Eğitim Ataşemiz sn. Prof. Dr. NURLU konuşmasını şöyle sürdürmüştür:  

"Çanakkale Zaferi Türk ve Dünya tarihinin en belirleyici aşamasıdır. Birinci Dünya Savaşı, siyasi sonuçları bakımından Avrupa ve dünya siyasetinin en önemli gelişmelerinden biridir. Bu savaş, Osmanlı Devleti'nin Büyük Güçler tarafından paylaşılması için çıkartılmıştır.

Bir siyasi mücadele ve savaş olması dışında, Çanakkale Savaşları bir medeniyetler savaşı özelliği de taşır. 

Çanakkale Savaşları, Osmanlı coğrafyasından on binlerce insanının birlikte şehadete yürüdükleri, bir millet mücadelesidir. Çanakkale'de meydana gelen ortak şehadet iradesi, yeni Türkiye'nin millet kimliğinde büyük bir öneme sahiptir.

         Hakkari'den İstanbul'a, İzmir'den Kastamonu'ya, Erzurum'dan Edirne'ye... vatanı için savaşan binlerce şehit güçlü bir milli ruhu inşa etmişlerdir.

Çanakkale Savaşları, Türklerin sömürgeci işgale dur dediği eşsiz bir kahramanlık destanıdır. Bakü, Semerkant, Kerkük, Buhara, Mohaçkale, Kırım, Üsküp, Saraybosna gibi Türk ellerinden cepheye koşan Türkler Anadolu'nun ortak bir vatan olduğunu haykırmışlardır.

Çanakkale Zaferi, aynı zamanda, işgal ve sömürge zihniyetine karşı İslam âleminin ortak savaşıdır da. İşgal edilmiş Müslüman ülkelerden gelen askerler Osmanlı ordusunda görev almışlardır. Kuzey Afrika, Irak, Suriye ve Güneydoğu Asya Müslümanları şehadet hikayemizin ortağı olmuşlardır.

Çanakkale zaferi, Osmanlı ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki köprüdür.

Çanakkale Zaferi, Türklük ve İslamiyet arasındaki yıkılmaz bir bağdır.

Çanakkale Zaferi, Milli Mücadelemizin ilk adımıdır.

18 Mart Zaferi Komutanı Tümgeneral Cevat Paşa'ya, Anafartalar Komutanı Yarbay Mustafa Kemal'e -ki ileride Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olacaktır-Çanakkale Savaşlarına katılan gazi ve şehitlerimize, bize bu vatanı armağan eden isimsiz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Böyle milli günlerde buluşabilmemiz için milli birlik ve beraberliğimizin temel taşı dilimizi unutmamak, kendi aramızda Türkçe konuşmak ve kültürümüzü kuşaktan kuşağa aktarmak zorundayız. Konuşmamı şairin duasıyla bitirmek istiyorum:

'Kapına durdum Tanrım.

Yere diz vurdum Tanrım.

Kahret bölücüleri,

Bir olsun yurdum Tanrım...!'

Allah Türk Milletinin birliğini, dirliğini bozmasın..!"

Daha sonra kürsüye gelen Strazburg Başkonsolosumuz sn. Bekir Sarp ERZİ özetle şöyle konuştu:

"Çanakkale Deniz Zaferi milli birlik ve beraberliğin en önemli göstergelerinden biridir. Osmanlıyı parçalamaya çalışan emperyalist güçlere karşı kazanılan Türk milletinin büyüklüğünü gösteren tarihimize ilham veren bir zaferdir.

'Çanakkale Geçilmez' sözü Türk insanının kararını ve azmini ifade eden unutulmaz veciz bir sözdür.

Çanakkale Deniz Zaferinde teknik açıdan yetersiz olunmasına karşın kendini feda edebilme haysiyetiyle mümkün olmayan işleri yapmalarına elvermiştir. Seyit Onbaşı, imkansızı başarma konusunda en güzel örneklerden biridir".

Daha sonra sözü İstiklal marşımıza getiren sn Başkonsolosumuz ERZİ bu konuda da şunları söyledi:

"İstikal Marşı tamamiyle gerçek bağımsızlık aşkını ifade etmektedir. Bizler de bu gururu yaptığımız işlerin en iyisini yapmaya çalışarak aktarmaya çalışıyoruz".

Konuşmalardan sonra ilkokul öğrencilerinin günün anlam önemine özgü hazırladıkları çeşitli gösteriler yapıldı.

Vatandaşlara sunulan ikramlarla bir güzel etkinlik daha böylece sona erdi.

@tcmeb
@mebabdigm
@eğitimdiplomasisi
@tcbestepe
@tmaarifvakfi
@emrullahislerankara

@gazi_universitesi

@projepiktes
@yeeorgt