Strazburg Eğitim Ataşeliği

Çanakkale Zaferi ve İstiklal Marşımızın Kabul Yıldönümü Anma Etkinlikleri

Çanakkale Zaferi ve İstiklal Marşımızın Kabul Yıldönümü Anma Etkinlikleri

Strazburg Eğitim Ataşeliğinin düzenlediği 18 Mart Çanakkale Zaferi ve İstiklal Marşımızın Kabulünün  Yıldönümlerini Anma törenleri Başkonsolosluk toplantı salonunda gerçekleştirildi.

 

İki Ayrı etkinliğin birincisi, Sabah 11:00?13:00 arasında Strazburg Merkez'de çalışan öğretmenlerimiz tarafından hazırlandı. Öğrenciler Çanakkale Zaferi ve Şehitleriyle ilgili çeşitli şiirler ve gösteriler ortaya koydular. İstiklal Marşımızı okudular, Akif'i andılar.  Bu etkinliğe 145 dolayında öğrenci, veli ve diğer vatandaşımız katıldı. Törende Başkonsolosumuz sn. Bekir Sarp ERZİ ve Eğitim Ataşemiz sn. Prof. Dr. Muammer NURLU günün anlam ve önemine değinen birer konuşma yaptılar.

21-03-2023

 

 

 

 

 

 

 

 

Öğle sonu düzenlenen ikinci anma törenlerine ise vatandaşlarımızın ilgisi yoğundu. Başkonsolosluğumuzun himayelerinde, Eğitim Ataşeliğinin hazırladığı törene Gazi Üniversitesi'nden iki hocamız da konuşmacı olarak bulunmuşlardır.

Toplantı Salonunda, şehitlerimize ve depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza saygı duruşunun ardından İstiklal Marşımız okundu. Kuran tilaveti yapıldı. Daha sonra ise, kürsüye gelen Başkonsolosumuz Sn. B. Sarp ERZİ Çanakkale Zaferi ve İstiklal Marşı hakkında genel bir değerlendirme yaptı. 

 

6 Şubat 2023'te ülkemizde meydana gelen depremle ilgili, Başkonsolosluğumuzun hazırladığı sinevizyon gösterisi büyük bir ekrandan yansıtıldı; vatandaşlarımız duygulu anlar yaşadı. Ardından Eğitim Ataşemiz, davetli konuşmacılardan Prof. Dr.  sn. Yılmaz YEŞİL ve sn. Dr. Sinan DEMİRTÜRK birer konuşma yaptılar. Bu programın tamamı strasbourgegitim ataseligi facebook ve instagram hesaplarından canlı olarak yayınlanmıştır 

 

Depremle ilgili cinevizyon gösteriminden sonra kürsüye gelen Eğitim Ataşemiz sn. Prof. Dr. NURLU katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında -depremle ilgili gösterilen video gösterisinin etkisinde kaldığını belirtip- Kahramanmaraş Elbistan'dan olan Abdurrahim Karakoç'un «ÜŞÜYENLER» adlı şiirini uyarladı:

 

     « Bilirmisin gardaş deprem illerinde

        Havada yıldızlar dağda kar üşür. 

       Depremzedelerin türkülerinde,

      Dört mevsim ötede bir bahar üşür. »

 

Depremim kışın ve gece yarısı meydana gelmesinin korkunç ve çaresizliğine de vurgu yaparak depremde kaybettiklerimize rahmet ve kalanlara da sabır dileyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: « Biz genellikle ya kötü günlerimizde ya da zafer günlerimizde bir araya geliyoruz. Aslında, milletimizin en güzel özelliklerinde biri de bu. Sn. Başkonsolosumuzla Nancy'de, Metz'de, St. Louis'de ve diğer şehirlerde, deprem dolayısıyla toplantılara katıldığımızda vatandaşlarımızın ne kadar büyük bir fedakarlık içinde olduğunu gördük. El kadar tabloyu 5000 avroya alan yüce gönüllü insanlarla karşılaştık. Buradan bakarsak, gelecek açısından gerçekten fazla sıkıntımız yok. Ancak, bizi bir arada tutan en büyük değer dilimizdir. Dil kültürün taşıyıcısıdır diyoruz ama kültürü taşıyacak dili unutursak biz ortada kalırız. Bizden önce, biliyorsunuz Türkiye'de -özellikle Anadolu'da bir sürü millet vardı; Hititler, Akadlar, Sümerler, İspartalılar... Bunların şimdi hiçbiri yok. 

-       Niye?

-       Dillerini unuttular..! Kayboldular..! 

 

Özellikle bu kadar kalabalığı birarada bulmuşken dil üzerinde durmak istiyorum : Zaten dilimiz olmasa, bu dili konuşmasak ; bu zaferleri kutlayacak bilincimiz de olmaz. Dil aynı zamanda bilinçtir. Ne güzel ifade etmiş Ziya Gökalp:

 

« Türklüğün vicdanı bir.

Dini bir, vatanı bir.

Fakat hepsi ayrılır ;

Olmazsa lisanı bir..! »

 

Konuşmasını, sorumlu olduğu Türkçe öğretimine ilişkin konuya taşıyan sn. Eğitim Ataşemiz, Türkçenin Fransa'daki ilkokullar, ortaokullar ve liselerde seçmeli ders olarak okutulması için Fransa Milli Eğitim Bakanlığına başvurmaları halinde böyle bir hakkı kullanabileceklerini ve hatta yaşadığımız Alsace Bölgesi'nin özel konumundan hareketle din derslerinden de yararlanacağını vatandaşlarımıza hatırlattı. Bu bölgede Katoliklik, Ortodoksluk, Protetanlık ve Yahudiliğin seçmeli din dersi olduğunu; vatandaşlarımızın isteklerini dilekçelerle ilgili makamlara iletmesi durumunda Fransa'da ve Alsace Bölgesi'nde ikinci büyük din olan İslam'ın da «Alsace'da» seçmeli ders olabileceğini belirtti. «Millet hayatında en önemli öğelerin birisi dil ise, diğeri de dindir. Gelenek ve göreneklerin hepsi bunların etrafında kümelenmiştir» dedi.

Çanakkale'de kazanılan savaşın  mükemmel bir zafer olduğunu vurgulayan Eğitim Ataşemiz Prof. Dr. M. NURLU « bu konuda ve dinlerken tüylerimizi diken diken eden İstiklal Marşı hakkında Ankara'dan gelen hocaların  bilgi vereceğini» hatırlatarak sözü davetli konuşmacılara bıraktı.

 

Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesilerinden Prof. Dr. Yılmaz YEŞİL konuşmasına « İstiklâl Marşımızın Milli Marş Olarak kabul edilişinin 102. yılı kutlu olsun..! » diye sözlerine başladı ve devamında özetle şunları dile getirdi:

İstiklâl Marşımız, bütün Türk milletinin ortak mutabakat metnidir. Bizi millet yapan temel bileşenlerimizden biridir. Marşımız, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin üzerinde kurulduğu toprakların, vatanımızın tapusudur. Zira bu metin, Türk milletinin var olma yok olma mücadelesinin en kızıştığı bir dönemde, Türk'ün tarihe karşı direniş kararlılığının zirvede olduğu bir sırada üretilmiş Türk millî ruhunun ortak heyecanının, ortak iradesinin, ortak hassasiyetinin bir ürünüdür.

 

12 Mart 1921'de Türk'ün millî iradesinin temsil edildiği yer olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çok büyük bir heyecanla ve mutabakatla kabul edilen İstiklâl Marşımız, o zamandan beri Türk'ün özgürlük bildirisi olarak milletçe hep bir ağızdan okunmaktadır.

 

Bugün Türk milletinin topluca, hep bir ağızdan ve yüksek sesle okuduğu iki önemli metin vardır: Birisi, dinî kimliğimizin simgesi olan, Itrî'nin bestelediği ve bayram namazlarında okuduğumuz bayram tekbiri, diğeri de bütün resmî toplantılarda hep bir ağızdan okuduğumuz ve millî kimliğimizin vesikası olan İstiklâl Marşı'dır. Dolayısıyla biz, hem Müslüman hem Türk'üz. Türk-İslam Medeniyetinin çocukları olan Türk milleti, bu iki temel değerinden asla vazgeçmeyecektir.

 

İstiklal marşımızın her bir satırında Türk kültürüne, İslam inancına ve Türk milletinin bağımsızlığa olan sevdasını açık ve net görürüz. Onun için milli marşımız bağımsızlık anlamına gelen istiklal ile başlar en son kelimesi de yine İstiklal ile biter. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi bağımsızlık ve özgürlük Türk milletinin karakteridir. Bu vesileyle istiklal Marşımızın kabulünün yüz ikinci yılını, istiklal marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un duası ile bitirmek istiyorum; Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın..!

 

Daha sonra kürsüye gelen Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi hocalarından Dr. Sinan DEMİRTÜRK ise, Çanakkale Zaferi Türk ve Dünya tarihinin en belirleyici aşamasıdır tespitiyle başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

Birinci Dünya Savaşı, siyasi sonuçları bakımından Avrupa ve dünya siyasetinin en önemli gelişmelerinden biridir. Şark Meselesi, Osmanlı Devleti'nin Büyük Güçler tarafından paylaşılması projesidir.

Türk Boğazları, İngiltere ve Fransa için dünya hakimiyetinin kilidi konumundaydı. Osmanlı devleti, İslam dünyası için önemli bir siyasi ve manevi merkez konumundaydı. İstanbul'un işgal edilmesi, Doğu hakimiyetinin en mühim aşamalarından biri olacaktır.

Bir siyasi mücadele ve harp olmak dışında, Çanakkale Muharebeleri bir medeniyetler savaşı mahiyetindedir. 

Çanakkale Muharebeleri, Anadolu ve Osmanlı coğrafyasından on binlerce insanının birlikte şehadete yürüdükleri, bir millet mücadelesidir. Çanakkale'de meydana gelen ortak şehadet iradesi , modern Türkiye'nin millet kimliğinde büyük bir öneme sahiptir.

 Hakkari'den İstanbul'a İzmir'den Kastamonu'ya Erzurum'dan Edirne'ye vatanı için savaşan binlerce şehit güçlü bir milli ruhu inşa etmişlerdir.

Çanakkale Muharebeleri, Türk dünyasının emperyalist işgale dur dediği eşsiz bir kahramanlık destanıdır.

Bakü, Semerkant, Kerkük, Buhara, Mohaçkale, Kırım, Üsküp, Saraybosna Türk diyarlarından cepheye koşan Türkler Anadolu'nun ortak bir vatan olduğunu haykırmışlardır.

Çanakkale Zaferi; İslam aleminin işgal ve sömürge zihniyetine karşı ortak harbidir. İşgal edilmiş Müslüman ülkelerden gelen askerler Osmanlı ordusunda görev almışlardır. Kuzey Afrika, Irak, Suriye ve Güneydoğu Asya Müslümanları şehadet hikayemizin ortağı olmuşlardır.

Çanakkale zaferi, Osmanlı ile Türkiye Cumhuriyeti arasında ki köprüdür.

Çanakkale Zaferi, Türklük ve İslamiyet arasındaki yıkılmaz bir köprüdür.

 

Çanakkale Zaferi, Milli Mücadelemizin ilk adımıdır.

@tcmeb @mebabdigm @egitimdiplomasisi @tcbestepe @tmaarifvakfi @emrullahislerankara @gazi_universitesi @projepiktes @yeeorgtr @osmansezgin

 

21-03-202321-03-202321-03-202321-03-202321-03-2023

3 rue Toreau 67000 Strasbourg / France - (0033) 3 88 61 35 69

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.